-
1 gizli
-
2 giveaway
gizli bir seyi, sirri belli eden, açiga vuran -
3 dil
dil sbirine \dil çıkarmak jdm die Zunge herausstrecken\dili dolaşmak sich verhaspeln\dilimin ucunda ( fam) es liegt mir auf der Zunge\dilini tutmak ( fig) seine Zunge im Zaun halten\dilinin altında bir şey olmak ( fam) mit etw hinterm Busch halten\dilinin ucunda olmak ( fam) auf der Zunge liegen2) Sprache fbir şeyi \dile getirmek etw zur Sprache bringen; ( ifade etmek) etw ausdrücken, etw äußern4) (toka \dili) Dorn m5) \dil sürçmek sich versprechen, sich im Ausdruck vergreifen\dile kolay leichter gesagt als getanbir şeyi \dile vermek ( gizli bir şeyi) etw ausplaudern; ( duyurmak) etw publik machen\dilini tutamamak nicht den Mund halten könnensöyleye söyleye \dilinde tüy bitmek ( fam) sich den Mund fuss(e) lig reden\dillerde dolaşmak von sich Rede machen -
4 წამოცგენა
f.gizli bir şeyi ağzında kaçırmak, sır vermek -
5 إفشاء
-
6 ifşa
إفشاء [إِفْشاء] -
7 geheim
gizli; ( vertraulich) gizli, mahrem;etw \geheim halten bir şeyi gizli tutmak, bir şeyi saklamak;etw vor jdm \geheim halten bir şeyi birinden gizli tutmak, bir şeyi birinden saklamak -
8 секрет
I м1) в соч. sır (- rrı)секре́т успе́ха — başarının sırrı
э́то ни для кого́ не секре́т — bu kimsenin meçhulü değildir
держа́ть что-л. в секре́те — gizli tutmak
не де́лать секре́та из чего-л. — bir şeyi gizlememek
у меня́ от него́ нет никаки́х секре́тов — ondan saklayacağım hiç bir şey yok
скажу́ вам по секре́ту,... — size gizli söyleyeyim,...
мне на́до ко́е о чём поговори́ть с ним по секре́ту — onunla gizli konuşacaklarım var
2) воен. sabit keşif koluII м, физиол. -
9 عين
Iعَيْن1. içmeler2. mösyö3. özAnlamı: bir kimsenin benliği4. adam5. ajanAnlamı: bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, temsilci6. kaymak7. cevherAnlamı: bir şeyin özü8. centilmenAnlamı: iyi arkadaşlık eden, görgülü, kibar9. efendiAnlamı: özel adlardan sonra kullanılan bir unvan, (bey) gibi10. casus11. bey12. iç yüzAnlamı: herkesçe bilinmeyen, künh13. membaAnlamı: kaynak, pınar14. evinAnlamı: bir şeyin içindeki öz, lüp15. kolcu16. kodamanAnlamı: ileri gelenlerinden olan (kimse)17. emirAnlamı: kumandan, önder18. gözAnlamı: görme organı19. mahiyetAnlamı: nitelik, vasıf20. değnekçiIIعِينantilopعَيَّنَ1. atamakAnlamı: birini bir göreve getirmek, tayin etmek2. belirlemekAnlamı: belirli duruma getirmek, tayin etmek -
10 verborgen
verborgen [fɛɐ'bɔrgən]etw \verborgen halten bir şeyi gizli tutmak;das ist mir nicht \verborgen geblieben bu benim gözümden kaçmadı;im V\verborgenen bleiben gizli kalmak, sır olarak kalmak -
11 غلق
Iغَلَقَ1. dayaklamakAnlamı: kapıyı bir destekle arkasından kapamak, sürgülemek2. kapamakAnlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek3. kapatmakAnlamı: kapamakIIغَلِق1. muğlakAnlamı: anlaşılması güç, çapraşık2. muammalıAnlamı: bilmeceli, muamma dolu3. anlaşılmazAnlamı: muğlak, karışık ve bir anlam verilmeyen4. mihnetliAnlamı: zor, üzücü5. girişikAnlamı: birbirinin içine girmiş, karışmış olan6. esrarengizAnlamı: gizlerle, sırlarla örtülü7. gizliAnlamı: görünmez, belli olmaz bir durumda olan8. gizemliAnlamı: gizem niteliğinde olan9. problemliAnlamı: sorunu olan10. müphemAnlamı: belirsiz11. çapraşıkAnlamı: anlaşılması güçغَلْقkapanışAnlamı: kapanmak işi veya biçimi -
12 سماع
IسَمَاعişitmeAnlamı: işitme işiIIسَمَّاع1. mutiAnlamı: yumuşak başlı, itaat eden2. itaatliAnlamı: boyun eğen3. dinleyici4. ajanAnlamı: bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, temsilci5. casus -
13 хранить
saklamak,muhafaza etmek; yaşatmak; korumak* * *1) врз saklamak, muhafaza etmek, tutmakхрани́ть мя́со в холоди́льнике — eti buzdolabında saklamak / tutmak
храни́ть та́йну — sır saklamak / tutmak
храни́ть что-л. в та́йне — gizli tutmak
я до сих пор храню́ э́то письмо́ — bu mektubu halâ saklarım
храни́ть что-л. в па́мяти — bir şeyi unutmamak
храни́ть па́мять о ком-чём-л. — birinin, bir şeyin anısını yaşatmak
2) uymak; yaşatmakхрани́ть тради́ции — gelenekleri yaşatmak
храни́ть кля́тву — yeminini tutmak / bozmamak
3) (охранять, оберегать кого-что-л.) korumak••об э́том он храни́т молча́ние — bunun hakkında ketumiyetini muhafaza ediyor
-
14 saklamak
vt1) behalten2) aufbewahrenparalarını kasada saklıyor er bewahrt sein Geld im Safe auf3) ( görünmesine engel olmak) versteckenbir şeyi birinden \saklamak etw vor jdm geheim haltenAllah saklasın! Gott bewahre! -
15 Öffentlichkeit
1) ( Gesamtheit der Menschen) halk, herkes;die \Öffentlichkeit scheuen insanlardan kaçmak;in aller \Öffentlichkeit herkesin içinde, herkesin gözü önünde;etw an die \Öffentlichkeit bringen bir şeyi halka [o kamuya] duyurmak;unter Ausschluss der \Öffentlichkeit stattfinden jur gizli yapılmak, kamuya kapalı olarak yapılmak2) ( das Öffentlichsein) açıklık, aleniyet -
16 vorenthalten
vor|enthalten*irr vt alıkoymak;jdm etw \vorenthalten ( Information) birinden bir şeyi gizli tutmak; ( Rechte) mahrum etmek (-den) -
17 einschmuggeln
vt 1. ölkəyə gizli mal gətirmək; 2. məc. bir şeyi keçirtmək (xəlvəti)
См. также в других словарях:
gizli tutmak — (bir şeyi) başkalarına duyurmamak, saklamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
işi anlamak — gizli bir şeyi, bir sorunu anlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifşa etmek — gizli bir şeyi ortaya dökmek, açığa vurmak, yaymak, ilan etmek, afişe etmek, reklam etmek Sırrı ifşa etmediyse ne yapmışlar? R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmaq — f. 1. Qapalı bir şeyin qapağını və s. ni qaldırmaq, götürmək, çıxartmaq. Qazanın ağzını açmaq. Qutunu açmaq. Sandığın qapağını açmaq. // Örtülü bir şeyin örtüyünü qaldırmaq, götürmək, çılpaq etmək. Döşünü açmaq. Başını açmaq. – Niqabın üzdən aç,… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
fərq — is. <ər.> 1. Şeyləri, adamları birbirindən ayıran hər hansı xüsusiyyət, onları bir birindən ayıran cəhət; təfavüt. Yaxşı ilə pisin fərqi. Hekayə ilə romanın fərqi. – Köhnə aşnalığın, təzə dostluğun; Fərqi var qış ilə yaz arasında. A. Ə.. 2 … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
konuşmak — nsz 1) Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak Çocuk daha konuşamıyor. 2) i, den Belli bir konudan söz etmek Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. H. E. Adıvar 3) nsz, le Bir konuda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baxya — is. Xırda, sıx tikiş. Baxya vurmaq (getmək) – bax baxyalamaq. Baxya iynəsi – 1) incə və kiçik dərzi iynəsi; 2) cərrahlıqda işlənən xüsusi iynə, cərrah iynəsi. ◊ Baxya tutmaq – bir işdə, ya yerdə möhkəmlənmək, sabitləşmək, qərar tapmaq. Baxyanı… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ifşa — is., Ar. ifşāˀ Gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ifşa etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifşaat — is., ç., Ar. ifşāˀāt Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar İkimiz de hayatlarımız hakkında ifşaatta bulunmadık. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
BAHSERE — Dağıtma. * Gizli bir şeyi aşikâr yapma, meydana çıkarma. * Kesilerek tane tane olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEŞF-İ RÂZ — f. Gizli bir şeyi meydana çıkarmak, açıklamak. * Sır toplamak, casusluk etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük